Tokyo'nun yakınlarındaki Kiba bölgesinde, yol döşemesine entegre edilmiş kablosuz elektrikli araç şarj sisteminin iki yıllık testlerine başlandı. Elektrik enerjisini elektrikli araçların enerji sistemine iletmek için kullanılan bobinler sadece trafik ışıklarının önüne yerleştirilmiş, çünkü bu noktalarda araçlar her zaman yavaşlar veya durur. Araçların yavaşça geçişi, elektrikli bir aracın ek bir kilometre veya daha fazla yol alabilmesi için şarj olmasına yetiyor.
Elektrikli Araçların Karşılaştığı Sorunlar
Elektrikli araçların menzilini artırma sorunu, bu yeni ulaşım türü için halen en büyük zorluklardan biri olarak kalmaktadır. Şarj istasyonları ağı yeterince gelişmiş değil, bataryalar geleneksel yakıt tanklarıyla karşılaştırıldığında yeterli kapasiteye sahip değil ve tüm batarya sistemlerinin ağırlığı idealin altında. Elektrikli aracın, özellikle donatılmış bir yol boyunca hareket ederken kablosuz olarak şarj edilmesi, bu sorunun önemini azaltabilir. Ancak, yolların kablolama, bobin ve kontrol sistemleriyle donatılma maliyeti oldukça yüksektir; her kilometre için birkaç milyon Amerikan dolarına kadar çıkabilir.
Japon Uzmanlar Trafik Işıklarında Beklerken Şarj Edecek
Çeşitli Japon şirketlerinden ve eğitim kurumlarından oluşan bir grup, bu projede elektrikli araçların trafik ışıklarında fren yapma ve durma bölgelerinde şarj edilmesini önermektedir. İddialara göre, böyle bir bölgede 10 saniye kalmanın, elektrikli araçların bataryalarını ekstra bir kilometre daha gitmeleri için şarj edebileceği belirtiliyor. Sistemin Mart 2025'e kadar süren testleri, bu çözümün operasyonel güvenilirliğini ve etkinliğini değerlendirmek için fırsat sunacak ve 2030'a kadar bu deneyimi tüm ülkeye yaymayı planlıyorlar.
Uygulamanın Potansiyel Avantajları
Bu tür bir teknolojinin yaygınlaşması, elektrikli araç kullanıcıları için menzil kaygısını büyük ölçüde azaltabilir. Sürücüler, sadece seyahat ederken değil, aynı zamanda trafik ışıklarında beklerken de araçlarını şarj edebilirler. Ayrıca, bu yöntem sayesinde şehirlerdeki hava kalitesinin iyileşmesine ve sera gazı emisyonlarının azalmasına katkıda bulunabilir. Ancak bu teknolojinin yaygınlaşması için altyapının genişletilmesi ve yatırım yapılması gerekiyor. Uzun vadede, bu tür yenilikçi yaklaşımların, sürdürülebilir ve çevre dostu bir ulaşım ağının oluşturulmasında önemli bir rol oynayacağını söylemek yanıltıcı olmaz.
