AWS, bulut bilişimde rekabeti yeni bir seviyeye taşıyan en güçlü Arm tabanlı sunucu işlemcisini tanıttı: Graviton5. Şirketin 3 nm üretim süreciyle geliştirdiği bu yeni nesil işlemci, tam 192 çekirdeğe sahip yapısıyla bulut tabanlı iş yüklerinde performans çıtasını belirgin şekilde yükseltiyor. Yeni Graviton5 tabanlı M9g instance’ları; daha düşük gecikme, daha geniş bant genişliği ve önemli ölçüde geliştirilmiş bellek performansıyla dikkat çekiyor. Yeni çalışma ortamlarına uygun maliyetli ve yüksek verimli bir işlemci altyapısı arayan şirketler için Graviton5, sektörde gerçek bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
AWS tarafından yapılan açıklamalara göre Graviton5, selefi Graviton4’e kıyasla beş kat daha büyük bir toplam L3 cache kapasitesi sunarken; çekirdek başına düşen cache miktarı da 2,6 kat arttı. Bu artış, özellikle yüksek yoğunluklu veritabanı operasyonlarında ve ölçeklenebilir web hizmetlerinde doğrudan performans kazancı sağlıyor. Geliştirilen bellek kontrolcüsü ile birlikte daha hızlı RAM erişimi sunulması, büyük veri kümesiyle çalışan uygulamalarda ciddi bir iyileşme anlamına geliyor.
AWS’nin bu işlemciyi tasarlarken yalnızca performansa değil aynı zamanda güvenliğe de öncelik verdiği görülüyor. Yeni nesil mimari, verilerin işlenme aşamalarında ayrıştırılmasını garanti eden Nitro Isolation Engine ile birlikte geliyor. Bu özellik hem çoklu kullanıcı barındıran bulut ortamlarında hem de şirket içi hassas uygulamalarda güvenlik seviyesini belirgin şekilde artırıyor.
Graviton5 Güvenlik ve Nitro Isolation Engine Özellikleri Neler Sunuyor?
Yeni Graviton5’in en çarpıcı yeniliklerinden biri, AWS'nin geliştirdiği Nitro Isolation Engine teknolojisi. Bu güvenlik özelliği, işlemci üzerinde çalışan iş yüklerinin birbirinden ve AWS’nin kendi altyapısından bağımsız şekilde izole edildiğini matematiksel olarak kanıtlayan “formel doğrulama” yöntemlerini kullanıyor. Modern bulut ortamlarının karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan veri sızıntılarını ve izinsiz erişim tehditlerini engellemeyi hedefleyen bu altyapı, Graviton5’i güvenlik açısından sektörün en gelişmiş CPU’larından biri hâline getiriyor.
Sistemde yalnızca veri erişimi değil, komut yürütme seviyesindeki güvenlik süreçleri de yeniden tasarlandı. Her bir vCPU için ayrı cache tahsisi yapılarak çekirdekler arası veri sızıntısı ihtimali ortadan kaldırılıyor. Bunun yanında Graviton5, bellek şifrelemesini tüm süreçlere yayarak sunucu üzerindeki hassas bilgilerin açık hâlde bulunmasının önüne geçiyor.
AWS ayrıca bu yeni işlemci mimarisinde PAC — Pointer Authentication desteğini de devreye almış durumda. Bu yöntem sayesinde kötü amaçlı bellek manipülasyonları, işaretçi sahteciliği ve ROP benzeri saldırılar ciddi ölçüde engelleniyor. Tüm bu güvenlik katmanları, Graviton5'in yalnızca performans odaklı değil, en üst düzeyde güvenlik gerektiren finans, sağlık, askeri ve kurumsal uygulamalar için de uygun olduğunu gösteriyor.
Graviton5 Performans Testlerinde Ne Sonuç Verdi?
AWS tarafından paylaşılan ilk test sonuçları, Graviton5’in verimlilik ve performans alanında önceki nesli Graviton4’e göre ciddi bir sıçrama elde ettiğini doğruluyor. AWS müşterilerinin yaptığı bağımsız testlerde, çalışma yükünün türüne bağlı olarak performans artışı %25 ile %60 arasında değişiyor. Bu artışın en belirgin olduğu alanlar; dağıtık mikro servis mimarileri, container tabanlı uygulamalar, hafif veritabanı yükleri ve analiz motorları gibi yüksek paralellik gerektiren sistemler.
Graviton5’in artan çekirdek sayısı ve daha yüksek bant genişliği sayesinde M9g instance’larında ortalama ağ performansı %15 oranında iyileştirildi. EBS depolama birimlerine erişim hızı ise önceki nesle göre %30 artmış durumda. Bu artış özellikle büyük veri işleyen uygulamalarda, sürekli okuma/yazma yapan otomasyon sistemlerinde ve yapay zekâ tabanlı servislerde ciddi avantaj yaratıyor.
Yeni işlemcinin yalnızca genel performansta değil, termal yönetimde de güncellemeler aldığı belirtiliyor. AWS’nin bu nesilde ilk kez kullandığı “on-chip cooling” sistemi, yüksek çekirdek yoğunluğuna rağmen işlemcinin aşırı ısınmasını engelliyor. Bu sayede instance performansı uzun süreli yük altında bile sabit kalabiliyor. Bu, özellikle 7/24 çalışan kurumsal uygulamalar için kritik bir avantaj.
Yeni M9g, C9g ve R9g Instance’ları Ne Fark Sunuyor?
AWS, Graviton5 işlemcisinin yeteneklerini farklı kullanım senaryolarına uygun üç ayrı instance ailesiyle destekleyecek: M9g, C9g ve R9g. 2026’da geniş ölçekte kullanıma sunulması planlanan bu aileler, bulut altyapısı kullanıcılarına esneklik ve maliyet avantajını aynı anda sağlayacak.
M9g instance’ları genel amaçlı kullanım için optimize edilirken, C9g yüksek yoğunluklu işlem gücüne ihtiyaç duyan uygulamalara odaklanacak. Yapay zekâ modellerinin eğitimi, yüksek performanslı dağıtık simülasyonlar veya devasa ölçekli veri işleme gibi CPU ağırlıklı iş yüklerinde C9g serisi önemli bir performans kaynağı sunacak.
R9g ailesi ise bellek optimizasyonu gerektiren PostgreSQL gibi veritabanı uygulamalarında veya in-memory analiz motorlarında kullanılmak üzere geliştirilmiş durumda. Graviton5’in artan bellek kanalı kapasitesi, R9g serisini büyük veri işleyen şirketlerin birincil tercihi hâline getirebilir.
Nitro 6 Çipleri ve Yeni Ağ Mimarisi Ne Sağlıyor?
Yeni instance’larda yalnızca işlemci güncellenmedi; AWS aynı zamanda sistemin tamamını ilgilendiren mimari bir yenilik daha duyurdu: Nitro 6 yardımcı çipler. Bu çipler, sanallaştırma görevlerini CPU’dan tamamen devralarak işlemcinin iş yükünü boşaltıyor. Böylece Graviton5 çekirdekleri yalnızca gerçek kullanıcı işlemlerine odaklanıyor.
Nitro 6, ağ hızını artırmak ve paket işleme sürelerini azaltmak için optimize edilmiş yeni bir veri yolu tasarımı kullanıyor. Sonuç olarak M9g, C9g ve R9g instance’larında ağ gecikmeleri %15 oranında azaltılmış durumda. Ayrıca yeni EBS kontrol mekanizması sayesinde yüksek şifreleme modlarında bile %30 daha hızlı veri erişimi sağlanıyor.
AWS'nin tüm bu geliştirmeleri bulut kullanıcılarının gerçek dünyada karşılaştığı performans darboğazlarını çözmeyi hedefliyor. Yalnızca işlemci gücünün artması değil; ağ verimliliği, depolama hızı ve güvenlik altyapısının da eş zamanlı yükseltilmesi, Graviton5 neslini rekabet açısından benzersiz bir yere yerleştiriyor.
Graviton5 AWS Ekosisteminde Neden Kritik Bir Dönüm Noktası?
2025 itibarıyla AWS’nin yeni eklenen tüm CPU tabanlı hesaplama gücünün yarısından fazlası Graviton serisine ait. Bu oran üç yıldır değişmeden korunuyor ve Arm mimarisinin bulut operasyonlarında x86 mimarisine ciddi bir alternatif hâline geldiğini gösteriyor. Ayrıca AWS'nin yaptığı açıklamaya göre EC2'deki en büyük 1000 kurumsal müşterinin %98’i artık Graviton tabanlı instance’ları aktif şekilde kullanıyor.
Bu durum yalnızca AWS’nin kendi ekosistemi için değil, bulut pazarının genel geleceği açısından önemli bir işaret. Arm mimarisinin yüksek verimlilik ve düşük enerji tüketimi avantajı sayesinde, büyük sağlayıcılar kendi işlemci tasarımlarına yönelmiş durumda. Google’ın Axion CPU’sunu tanıtması, Microsoft’un ikinci nesil Cobalt işlemcilerini duyurması, AWS-Graviton hattının sektör üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor.
Graviton5, Arm tabanlı işlemcilerin artık yalnızca maliyet avantajı sunan bir alternatif olmadığını kanıtlıyor; aynı zamanda performans, güvenlik ve ölçeklenebilirlik açısından sektörün en yüksek standartlarını yakalayabildiğini gösteriyor.
AWS Graviton5’in sunduğu tüm bu yenilikler, bulut bilişimde dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemin habercisi niteliğinde. Siz AWS Graviton5 hakkındaki düşüncelerinizi aşağıda yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yeni nesil işlemci teknolojilerini incelemek ve sistem performansınızı artıracak donanımlar için incehesap.com’da yer alan fırsatları değerlendirmeyi unutmayın.