Avustralya'nın önde gelen güneş enerjisi araştırma merkezi olan UNSW'deki Avustralya İleri Fotovoltaik Merkezi (ACAP) araştırmacıları, artan güneş enerjisi santrali atıklarıyla ilgili bir krize dikkat çekiyor. Yapılan son analizlere göre, kıtadaki büyük şehirlerde geri dönüşüm tesislerinin hızla kurulması gerekiyor, ancak bu konuda ne yeterli maddi kaynaklar ne de yetkililerin isteği bulunuyor.
Atık Tahminleri ve İleriye Dönük Çözüm Önerileri
Yapılan güncel tahminlere göre, 2030 yılına gelindiğinde güneş enerjisi atıklarının miktarının yılda 100 bin tonu bulacağı ve bunun yılda 1,2 GW'lık panellerin hurdaya çıkması anlamına geldiği belirtiliyor. Önceden tahminler, sorunun 2030'dan sonra ciddi boyutlarda artacağını öngörüyordu ancak artık bu lüksün olmadığı vurgulanıyor. Bilim insanları, geri dönüşüm merkezlerinin acil olarak kurulması gerektiğini vurguluyorlar.
Dağıtılmış Güneş Enerjisi Sistemleri ve Atık Kaynakları
Tahminlere göre, 2030'a gelindiğinde hurdaya çıkarılan güneş panellerinin %80'inin küçük dağıtılmış fotovoltaik sistemlerinden kaynaklanacağı belirtiliyor. Bu durum, Avustralya'nın konut güneş enerjisi sistemleri pazarının daha erken evrimiyle ilişkilendiriliyor. Tahminlere göre, çatı üstü sistemlerden yaklaşık 892 bin ton güneş atığı gelirken, büyük ölçekli güneş çiftliklerinden yaklaşık 265 bin ton atık bekleniyor.
Uygulanabilir Çözümler ve Maliyetler
Bugün, panelleri çöpe atmak oldukça ucuzken, her bir panelin geri dönüşüm maliyetinin 20 dolara kadar çıkabileceği ifade ediliyor. Bu yüksek maliyetler nedeniyle kimse bu masrafları üstlenmek istemiyor ve bu da 2035 yılına kadar hurdaya çıkarılan panellerin maliyetinin 1 milyar doları aşmasına neden olabilir.
Avustralya'nın Karbon Emisyonu Hileleri ve Orman Alanları
Avustralya yetkililerinin sera gazı emisyon kotalarıyla ilgili sahtekarlık skandalları da gün yüzüne çıkmış durumda. Ülkenin sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla 42 milyon hektarlık bir ormanlık alan oluşturma taahhüdü vermesine rağmen, gerçekleştirilen uydu görüntülerinde bu alanın sadece %20'sinin belirtilen amaçlar için kullanılabilir olduğu ortaya çıktı. Ancak bu durum yetkilileri, ilgilenen şirketlere 27 milyon tonluk kota satmaktan alıkoymadı. Gerçekte olmayan emisyon miktarlarını satışa sunarak kar elde ettiler ve bu durumun henüz tam olarak anlaşılamadığı belirtiliyor.